Norveç İlimler Akademisince yapılan bir araştırmaya göre;
İnsanlar M.Ö. 3600 yılından bu yana yani 5600 yıllık bir zaman diliminde 14 bin defadan fazla savaşmışlardır. Bugünkü dünya nüfusunun 8 milyar civarında olduğunu düşündüğümüzde, bugünkü nüfusun yarısı kadar, yani 4 milyara yakın insan hayatını kaybetmiştir. Bu dönem boyunca, dünyamız, sadece 292 yıl sulh ve sükûn içinde yaşamını sürdürmüştür.
Savaş…İnsan kaynaklı afetlerin en büyüğüdür.
Peki neden Savaş?
İnsanlar ve toplumlar arasındaki çatışmaların tarihi incelendiğinde savaşın ilk insanların ortaya çıkışı ile başladığı ve en ilkel koşullardan günümüzün en modern imkânlarına kadar her türlü vasıtayı kullanarak geliştiği ve asla son bulmadığı ve bulmayacağı bilinmektedir.
Toplumların zaman içerisinde istek ve ihtiyaçları artmış, dolayısıyla kişiler ve toplumlar arasındaki anlaşmazlıklar ortaya çıkmış, bunların çözümü için de çoğu kez savaşlara başvurulmuştur.
Savaşlar, insanların kendi kendilerine yol açtıkları en büyük felaketlerden biridir. Daima çok büyük acılara, sıkıntılara ve zararlara sebep olmasına ve tüm insanların bunu bilmesine rağmen maalesef savaşlar devam etmektedir.
Savaşı kazanabilmek için; önceleri üstünlüklerini kişisel güçleriyle sağlayan insanlar, daha sonraları zeka ve becerilerini de kullanarak savaş araç ve gereçlerini devamlı geliştirmişlerdir. Bu gelişme dünya devletlerini adeta bir silahlanma yarışına götürmüştür.
M.Ö. 650 yılından beri milletler, 1650 defa silahlanma yarışı yapmışlar, bu yarışlardan sadece 16’sı savaşsız sona ermiştir.
- yüzyılın başından bu yana milletler arasında yapılan silahlanma yarışı, dünyamızı bir barut fıçısı haline getirmiştir. Bunun sonucunda, insanlar, I. ve II. DÜNYA SAVAŞLARI ile yüz yüze gelmişlerdir.
Bizim de tarafı olarak savaştığımız ve dört yıl süren (1914-1918) Birinci Dünya Savaşında 9,5 Milyon, İkinci savaşta (1939-1945) 60 milyon insan hayatını kaybetmiştir.
Velhasıl İnsanların kendi elleriyle oluşturdukları toplumsal bir afet olan savaş, insanlık tarihi kadar eskidir. Nedenlerine baktığımızda ise,
– Daha zengin olma, büyük toprak edinme isteği,
-Ağır coğrafi koşullar (iklimler,kıtlıklar vb),
-Kendi inanç ve yaşam tarzını başka toplumlara kabul ettirme isteği,
– Bağımsızlığın elde edilme isteği, gibi bir çok nedeni olabilmektedir.
Sevgili Dostlar…
Dünya üçüncü savaşa hazırlanıyor. Emperyal devletler insan öldürmenin mutlaka bir bahanesini buluyorlar. Ukrayna-Rusya, İsrail-Filistin ve sınırlarımızda devam eden Irak, Suriye savaşları… Etrafımız ateş çemberi. Ama güçlü bir ordumuz var ve hiç bir oldu bittiyi kabul etmeyecek bir iradeye sahibiz.
Şehitlerimiz var, rahmet olsun… Türk Milletinin başı sağolsun…Bu topraklarda yaşayan bizlerin, sıcak yuvalarımızda huzur ve güven içerisinde yaşamamız için canlarını feda eden kahramanlara selam olsun!
Vatan Sağolsun…!
*
Hüseyin KANZA