Biz erkeklerin hayatında anamız, kardeşimiz, kızımız, yârimiz olarak yer alan kadınların tarih içinde yürüttüğü zorlu mücadele sonucunda kazandıkları, adlarına atıfla anılan bugünün sembolik olduğunu bilmeliyiz. Aslında bu ve özel dediğimiz belirli zamana yayılmış günlerin ve anlamlarının, sadece o zamanlarda önemsenmesi ve ardından unutulup, eskitilmesi ikiyüzlülüktür. Kadını, yaşamımız içerisinde ve yaşam alanlarımızda cinsiyet ayrımcılığı yaparak ayırmak, farklı bir tür canlı muamelesi yapmak veya biz ne anlam yüklemiş ne isim vermişsek o olmasını istemek, kişi olarak kimliğini öne çıkardığında onu yok sayarak pasifize etmek, kendi belirlediğimiz canlı türü olarak görmek, içselleştirmek yanlış bir kabuldür ve etik değildir. Kültürümüzün baş mimarı olan, yaşamımızın ortak anlamını yaratan kadınlarımız bir gün değil her gün önemsenmelidir.
Hayatımızın her alanında emeğiyle bizi biz yapan, yaşama değer katan ve güzelleştiren kadınlarımızın özgür iradeleriyle hareket edebilmeleri önündeki bütün engeller yok edilmelidir. Umar ve isterim ki bütün kadınlar özgür iradeleriyle hareket edebilsinler ve mutlu olsunlar. Mutlu olsunlar ki etraflarını güzelleştirirken bizleri de ışıklarıyla ısıtıp, aydınlatsınlar. Kadınlarımız için 8 Mart yani bu gün semboldür, vesiledir. Bu vesileyle tekrar hayatımızdaki en büyük değerlerden birisi olan kadınlarımızı tebrik ediyor, siz önemlisiniz, siz değerlisiniz ve siz İNSANsınız diyorum…
Her doğan güneşle dünya yeniden kurulurmuş. Yaşama imkânı bulduğumuz her gün ise bir armağanmış bize. Bu armağanı yaşarken emeğiyle her an hayatımızın her yerinde olan, hayatımızda olup bizi anlamlı kılan, ister yaşasın ister yaşamasın her an içimizde varlığını hissettiğimiz değerlilerimiz, kadınlarımız…Annem, Eşim, Kardeşlerim ve tüm diğer özel kadınlar…İyi ki varsınız…Hayat sizinle güzel…
Afetsiz günler dileğiyle 🙏
*
HÜSEYİN KANZA