Bir süredir görevim gereği Afşin’de bulunuyorum. Asrın felaketi olarak isimlendirdiğimiz, 6 şubat 2023 tarihinde Kahramanmaraş merkezli depremden etkilenen vatandaşlarımıza destek olmak için elimizden geldiğince çalışıyoruz. Seferber olan devlet kurumları ile Türkiye’nin her bölgesindeki hayırsever vatandaşların destekleriyle 11 ildeki afetzedelere şefkat eli uzanmaya devam ediyor. Zaman geçtikçe acıların verdiği keder, insanların yüzünde bıraktığı çizgilerde yerini alıyor ve alışkanlıklarına dönen yaşam kendisini yenilemeye devam ediyor.
Her zaman söylerim ümit ümitsizlikten daha güçlüdür. İnsanoğlu dünya üzerindeki kısa yaşamında, gerek doğal yaşam içerisindeki kendi iradesi dışında meydana gelen olaylardan gerekse de kendi faaliyetlerinin sonucunda afet dediğimiz olayları yaşamaktadır. Tarihin her döneminde de bu olaylara kendi dairesi içinde anlam vermiş ve yaşamla ilgili ümidini devam ettirmiştir. Depremler, seller, fırtınalar, tsunamiler, toprak kaymaları, volkanlar vs… Bütün bunların yanında savaş, terör, salgın hastalıklar ile kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer olaylar insan yaşamına eşlik etmiş ve sürekli bizi olumsuz etkilemiştir. Bütün bu olaylara verdiğimiz tepki zamanın ruhuna ve şartlarına göre değişiklik göstermiştir.
İşte tam da burada, şu an görev yaptığım Afşin ilçesinin yıkılmış ya da yıkılmayı bekleyen bina duvarlarında kimler tarafından yazıldığı bilinmeyen renkli boyalarla ve büyük puntolarla, önünden geçen herkesin okuyabileceği büyüklükte duvar yazıları dikkatimi çekti. Bu yazıların bir kısmını yazıldığı şekliyle sizlerle paylaşmak istedim.
-“MALAMAT OLDUK GURBAN”
“MAFOLDUK BABA” “AĞIR HASARLI ADAMLAR”
“YIKILMADIM AMA SALLANIYOM”
“ŞARKILAR SOKAKLARA AİT”
“ULAN VALLAHİ SİZ BİZİ YIKAMAZSINIZ”
“GÜLÜYOM OYNUYOMDA YAR AKLIMDAN ÇIKMIYOO…”
“UNUTURUM ELBET”
“GERİ DÖNECEĞİZ AFŞİN-06.02.2023-04.17”
“HALA AKILLANMADINIZ”
“BAZI HAKLAR HELAL EDİLMEZ”
“YIKIK BİNALAR AĞIR HASARLI İNSANLAR”
“YIKILMIŞ BİNALAR ENKAZIN ALTINDA KALMIŞ YAŞANMIŞLIKLAR”
Kimler hangi duygu ve düşüncelerle yazdı bu yazıları bilmiyorum. Ama depremden sonra yıkık binaların duvarlarındaki birkaç yazının bendeki izdüşümü şudur. İnsan ne kadar travmatik olaylar yaşarsa yaşasın, yaşadıklarının illaki mizahi tarafını buluyor. Duygu, düşünce, acı ve kederine mizahi bir anlatım tarzı icat ediyor. İçinde bulunduğu olumsuz şartlara inat hayata ve yaşama olan inancını devam ettiriyor. İçindeki alevleri sönen ama kor olarak devam eden ümidini yaşıyor. Yaşadıklarına isyan, haykırış, haksız ve hukuksuzluğa karşı elinden gelenin yapılmasıdır diye düşünüyorum.
Her ne olursa yaşam kendisine bir yol buluyor. En olumsuz ortam ve şartlarda dahi filizlenmeye devam ediyor. Belki de evrimsel sürecin bir gereği ve yaratıcı muradının bir sonucudur. Ne yaşıyoruz emin değilim ama kendi hayatımızı tecrübe ettiğimizi, her şeyi kendimiz için yaşadığımızı, kendini gerçekleştirme ve insan olma yolculuğundaki neslimizin macerasını naklen seyrediyoruz.
Her şeye rağmen hayat güzel ve yaşanmaya değer sevgili dostlar…
Sağlık, huzur ve mutluluk dolu afetsiz günler dileğiyle…

*

HÜSEYİN KANZA