“Savaş zorunlu ve hayati olmalıdır. Milletin hayatı tehlikeye maruz kalmadıkça savaş bir cinayettir.”
Kemal ATATÜRK
Bugün size insan kaynaklı afetlerin en büyüğü ve en çirkininden bahsedeceğim. Savaş ve onun mini boyutu olan terör… İnsanlığın şu anki görüntüsü ve yakın tarihinde tanık olduğumuz durumuna bakalım. 6 milyon yıllık dünya serüvenin her anında insanoğlunun birbirini -herhangi bir sebep bularak- öldürdüğünü, yok ettiğini görüyoruz. İnsanlık tarihi maalesef ki günümüzde de olduğu üzere birbiriyle sürekli savaşmış toplulukların ve devletlerin tarihini yazar. Öldürmeyi kolay becerenler kazanmış, buna karşılık veremeyenler tarih sahnesinden silinmiştir.
İnsanlar neden savaşır konusuna girmeden, yaklaşık yüz yıllık bir sürecin belli başlı savaşlarının birkaç rakamını paylaşacağım.
1914-1918 yılları arasında cereyan eden 1. Dünya Savaşında 9.5 milyon insan hayatını kaybetmiştir. Bu kayıpların %5 i’ sivil, %95’i askerdir.
1938-1945 yılları arasında 2. Dünya Savaşı yaşanmış ve bu savaşta 52 milyon insan hayatını kaybetmiştir. Bu kayıpların %48 i’ sivil, %52’si askerdir.
1950-1952 yılları arasında, 9.2 milyon insanın hayatını kaybettiği Kore Savaşı gerçekleşmiştir. Türkiye’ nin de asker gönderdiği bu savaşta hayatını kaybedenlerin %84 ü’ sivil, %16’sı askerdir.
Bu istatistiklerden ne anlamalıyız? Bu rakamlar bize neyi ifade ediyor? Bu bilgileri neden paylaştım? Bu soruların tek cevabı var sevgili dostlar. Artık günümüz savaşları topyekün savaşlardır. Yani ulusal savaşlardır. Sadece cephedeki askeri değil, sivil halkı da etkileyen ve ilgilendiren hadiselerdir. Çünkü teknolojinin gelişmesi silah sanayinde kitle imha silahlarının çeşitlenmesine ve KBRN çağına geçiş yapmamıza sebep olmuştur.
KBRN (Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer)’ in kısa adı olup ülkelerin silahlanma yarışındaki en büyük kozlarıdır.
11 Eylül 2001 saldırılarını hatırlayanınız var mı? Radikal İslamcı El-Kaide isimli örgütün Amerika Birleşik Devletlerine düzenlediği dört ayrı koldan koordineli bir hava saldırısıydı. Bu saldırı sonucunda hava korsanlarıyla birlikte 2.996 kişi hayatını kaybetmişti. Daha sonra da ABD terörizmle mücadeleyi bahane ederek Afganistan’a savaş açmıştı.
Saddam Hüseyin’ in ülkesi Irak Savaşının nedenini hatırlayan var mı? Meşhur 11 Eylül 2001 saldırılarından sonraydı değil mi? Irak’ ın kitle ihma silahlarına sahip olduğunu ve El-Kaide’ye destek verdiğini iddia eden ABD ve müttefiklerinin uydurduğu savaş sonrasında Irak 2003 yılında işgal edilerek petrollerine el konulmuştu.
Bir örnek daha verelim. İsrail – Filistin Savaşından bahsedelim. 7 Ekim 2023 sabahı Hamas isimli örgütün silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, İsrail’e “Aksa Tufanı” adıyla kapsamlı bir operasyon başlatmıştı. Gazze’den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, Filistinli silahlı gruplar Gazze-İsrail sınırındaki Beyt Hanun-Erez Sınır Kapısı’na baskın düzenleyerek burayı ele geçirmişti. Silahlı gruplar daha sonra buradan İsrail içindeki yerleşim yerlerine girmiş, İsrail ordusu da onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi’ne saldırı başlatmıştı. Halen devam eden bu savaşta binlerce masum çocuk ve kadınlardan oluşan sivil hayatını kaybetti, kaybetmeye devam ediyor.
En son örnek de Rusya olsun. 22 Mart 2024 tarihinde IŞİD isimli örgütçe üslenen Moskova’daki ‘Crocus City Hall’ isimli konser salonunda düzenlenen saldırıda 140 sivil hayatını kaybetti.
SONUÇ: Savaşmak için mutlaka bir bahane üreten insanoğlu, nefsi çıkarları için masum sivillerin öldürülmesini planlayıp, gerçekleştirebiliyor. Yeryüzündeki kaynakların artık yetmediği, yetmeyen bu kaynakların, refahını arttırmak ve devam ettirmek isteyen emperyalist devletlerce paylaşılmaya çalışıldığı bir sürecin ortasındayız. 3. Dünya savaşını başlatacaklar ve milyonlarca masum sivil hayatını kaybedecek. Tarih tekerrür edecek sanırım.
Bize de sadece aklıselim bir temenni de bulunmak ve yazının başındaki M. Kemal Atatürk’ ün sözünü hatırlatmak kalıyor…
Afetsiz günler, terör ve savaşsız yıllar dileğiyle…
*
HÜSEYİN KANZA