Yaşadığımız zaman diliminde ülkemizde ve dünya genelinde afet zararları olağanüstü boyutlarda ekonomik kayıp yaratmaktadır.
Ekonomileri olumsuz yönde etkileyip enflasyon rakamlarını büyüten bu hadiselere sürekli kaynak ayrılması, sürdürülebilir ve sağlıklı bir sistemi zorunlu kılmaktadır.
Afet ve acil durumlar birçok kişi, kurum ve hiyerarşik kademenin görev aldığı, birçok karmaşık işin bir arada yürütüldüğü alanı ifade etmektedir. Her kurum bir amaç için kurulur ve misyonuvizyonu vardır. Ancak afetzede olan vatandaş en iyi, seri ve yeterli hizmetin sağlanmasını ister. Bu hizmet sağlanırken yönetim kademeleri, planın uygulanması aşamaları, yetkili amirler tarafından verilen yazılı ya da sözlü emirler afetzede için önemli değildir. Afetzede kendi bakışından olayları değerlendirir ve hizmetin YALIN olarak sunulmasını bekler. Yalın sıfat olarak; karışık, karmaşık olmayan, kolay anlaşılan, gösterişsiz, süssüz, sade, anlamlarına gelmektedir. Öyleyse afetzedeye hizmetin sunulmasında sistemin yalın temelli belli standartların uygulanması ve kısa sürede kaliteli müdahale edilmesi gerekmektedir.
Afet ve acil durumlarda kolay tahliyeyi sağlayabilmek için öncelikle fiziki mekânların bu anlayışa uygun olarak inşa edilmesi gerekmektedir. Örneğin özellikle büyükşehirlerde seçilen çadır ve konteyner alanlarının alt yapısının olmaması, boş alan veya park alanı olma dışında herhangi bir özelliği olmayan bu alanların kötü günler için seçilerek gerekli hazırlıkların yapılmaması, afet sonrasında yönetimsel zorluklar doğuracaktır.
Hükümetlerden ve afet yönetimindeki paydaşlardan beklenen yalnızca afetin yönetilmesi değil, iyi ve etkin bir şekilde, yalın yönetilmesidir. Gelişmiş ülkelerde kamusal bir sorumluluk olarak düşünülen afet yönetiminde meydana gelen zafiyetlerin, insanlar tarafından yapılan yanlışlıkların bir sonucu olarak değerlendirildiği görülmektedir.
Davranışların şekillenmesinde güdüler etkilidir. İstek, arzu ve dürtülerle ilgili bir kavram olan güdü organizmayı uyararak organizmanın belli bir amaç doğrultusunda faaliyete geçmesini sağlar.
Güdü, davranışa enerji ve yön veren güçtür; bu güç organizmayı etkileyerek bir amaç için harekete geçmeye sevk eder. Öyleyse yalın prensiplere uymasını ve alanında uygulamasını istediğimiz yetkili ve sorumlu kurum ve kuruluşlarımızın güdülenmesi nasıl olmalıdır? Kurumsal davranışların yalın anlayışa direnç ve olumsuz reaksiyon göstermesinin nedenleri nelerdir? Yalın afet yönetiminin önündeki en büyük engel nedir? Çalışılması gereken önemli bir konu yine önümüzde ilgimizi ve samimiyetimizi test ediyor…
Afetsiz günler dileğiyle…
*
HÜSEYİN KANZA